3 Temmuz 2012 Salı

Dinim Yandı

İnsanlarla konuşmaktan nefret ettiğim 2 konu var: Siyaset ve din. Zamanında dilim çok yandığı için konuşmamaya özen gösteriyorum diyelim. Zaman zaman konular kontrolden çıkınca açık açık söylüyorum bu kararımı. Ama kimi insanlar var ki bunu öğrenince adeta ağzının içine girip kafalarında o önyargıyı oluşturacak cümleyi cımbızla çekmeye çalışıyorlar senden. O saatten sonra ne ağzından çıkan her kelime kafalarında oluşan "sen" profili için kanun oluyor adeta.
Adam Mevlana'nın Mesnevi'sinden bahsediyor. Sen özetle; "okumadım, genellikle gizem ve gerilim türü okurum" içerikli bir konuşma yaptığın anda kâfir sayılabiliyorsun. Bali, toner, benzin, ambersil gibi kokuları sevdiğinden ötürü kokulara olan zaafını belli etmek için "önceki hayatımda tinerciymişim" desen, adam sana reenkarnasyona mı inanıyorsun diye soruyor.

İşte bu konumda zamanında aldığım kararla gurur duyuyorum. İnsanların inançlarını sorgulamayı kendine vazife edinen küçük beyin misketleriyle oynamak pek de eğlenceli değil. İnanış, tek başına oynaman gereken, kuralları konulmuş ve buna rağmen kurallara uymak oynayana bırakılmış bir oyun. Kendi başına kaldıkça keyif vereninden. Ta ki bir oyunbozan gelip de asabını bozana kadar...

Not: Bu yazıdan yola çıkıp da hala bazı şeylerimi sorgulayan varsa saçı dökülsün, tırnağı kırılsın, serçe parmağını sehpaya çarpsın. Amin.